Havza Haber Ajansı’nın haberine göre İlim Havzaları Müdürü Ayetullah Ali Rıza Ârafi, geçtiğimiz gün 21 Ekim 2025 Salı günü Kum Üniversitesi Şehid Ahmedi Ruşen Salonu’nda gerçekleştirilen ülke genelindeki Üniversite Cihad Kurumu’nun kültürel işler yardımcıları ve kültürel kuruluşların başkanlarının 93. toplantısında, kültürel çalışmanın önemine işaret ederek şöyle dedi:
“Yüce Allah, Yusuf Suresi’nin 108. ayetinde şöyle buyuruyor:
‘De ki: İşte benim yolum budur: Ben ve bana tâbi olanlar, insanları Allah’a körü körüne değil, basîret üzere, delillere dayanarak ve ne yaptığımızı bilerek dâvet ediyoruz. Allah’ı her türlü noksanlıktan tenzih ederim ve ben, O’na ortak koşanlardan değilim!’”
Bu ayet önemli noktalara sahiptir ve Peygamberimizin (s.a.a) görevi doğrultusunda kültürel çalışmanın ilk göstergesi bundan ilham alır.
Kültürel çalışmalar için 3 gerekli unsur:
Birinci unsur: Kültürel çalışmaların kutsal olana yönelmesi
İlim Havzaları Genel Müdürü, görevin ilk unsurunun “Allah’a davet” olduğunu belirterek şunları söyledi: “Bu hedef, insan özünün sadece maddiyata indirgenemeyeceğini gösterir; her şey daha yüce bir bakış ve üstün bir hayat doğrultusunda şekillenir. Bu nedenle kültürel çalışmaların ilk özelliği kutsal olana yönelmiş olmasıdır; bu, dünyada ışık saçan bir hedef olarak karşımıza çıkar. Allah, hayatın yüce hedefi ve gayesi olarak bizi cihada ve harekete yönlendiren motivasyondur.”
İkinci unsur: Yol hakkında bilinç ve farkındalık
Ayetullah Ârafi bu yolun ancak bilinç, bilgi ve yol ile ilgili farkındalıkla devam edebileceğini belirterek şunları ekledi: “Peygamber (s.a.a) hem insanları doğruya yönlendirir hem de uygun ve takdir edilen yöntemleri gösterir; dolayısıyla bu yol, farkındalıkla yürünmelidir. ‘Yol hakkında bilinç ve farkındalık’, kültürel faaliyetlerde ikinci unsur olarak öne çıkar.”
Üçüncü unsur: Kültürel zincir ve düşünsel sistem
İlim Havzaları Yüksek Konseyi üyesi, üçüncü unsurun Peygamberimizin (s.a.a) hidayet yolculuğunda ve her kültürel, tebliğî faaliyette bu yolu tek başına yürüyemeyeceğimizi gösterdiğini belirtti: “Bu yol bir grup kültürel bir zincir ve bir düşünsel sistem gerektirir. Bu sistem sadece Aşura ile sınırlı değildir; çok daha geniş bir kapsama sahiptir.”
İlim Havzaları Müdürü devamla şöyle dedi: “Biz Allah hakkında ne söylesek O’nun yüceliği karşısında yetersiz kalır; çünkü aklımız o yüce mertebeye ulaşamaz. His ve duygularımız da Allah’ın kudreti ve lütufları karşısında sınırlıdır. İşte bu üç unsur, Peygamber’in (s.a.a) dediği ‘Bu benim yolumdur.’ sözündeki yolun temel sütunlarıdır.”
Allah ile masada hazır bulunalım
Ayetullah Ârafi, ihlâsın yapılan işin değerini artıran bir etken olduğunu vurguladı: “Allah ile yapılan ‘pazarlık’, başka hiçbir yerde bulunamayacak zevkler ve bereketler getirir. Her girişimde, Allah ile masada hazır bulunmalıyız.”
İlim Havzaları Genel Müdürü, günümüzde dünyanın sahnesinin Batı medeniyeti düşüncesiyle şekillendiğine dikkat çekerek şunları söyledi: “Bu medeniyetin göz ardı edilemeyecek avantajları vardır; ancak aynı zamanda bizim bakış açımızdan uzak olan görüşler ve düşünceler de barındırır. Bu bakış açısı insan hayatının tüm alanlarında kendini gösteriyor; bu nedenle hem adil bir bakışla değerlendirmeli hem de eleştirel bir tutumla yaklaşmalıyız.”
Genç kuşak sorularına teorilerin önemi
Ayetullah Ârafi, teorilerin genç kuşağın sorularına cevap vermede özel bir öneme sahip olduğunu belirterek şunları ekledi: “Şehit Mutahhari’nin diğerlerinden farkı şuydu: O, dini ve ilmi kaynaklardan, toplumun zihnini aydınlatacak ve temel sorularına dolaylı biçimde yanıt verecek teoriler çıkarabiliyordu. Kültürel kurumlar, bilimsel ve temel çalışmaların yanı sıra, bu tür ara teorileri üretebilme ve sunabilme kapasitesine sahip olmalıdır. Bu büyük bir iştir ve maalesef hâlâ eksikliklerimiz var; bu konuya ciddi şekilde eğilmek gerekir.”
Ayetullah Ârafi ayrıca şunları vurguladı: “Bilimsel ve kültürel çalışmalar yalnızca akıl, zihinsel yetenekler ve planlamayla değil aynı zamanda uygun bir heyecan ve coşkuyla yürütülmelidir. Bu tutku ve his, hem bilimsel çalışmalarda hem de rehberlik faaliyetlerinde son derece önemlidir ve bir görevi yerine getirme ile bir hedefi ilerletme konusunda inkâr edilemez bir etkiye sahiptir.”
İslam İnkilabı’ndan doğan ve halkla iç içe bir kurum
İlim Havzaları Müdürü, Üniversite Cihad Kurumu’nun konumuna işaret ederek şunları söyledi:
“Üniversite Cihad Kurumu, İslam İnkılabı’nın özünden ve halkın içinden doğmuş, bilim, kültür ve üniversite ile bağlantılı bir kurumdur. Bu kurum, çok sayıda erdem ve yetkinliği bünyesinde barındırmakta ve bunları cihadi bir ruh, geniş bir perspektif ve direnç düşüncesiyle harmanlamaktadır.”
İlim Havzaları Müdürü, bu değerli özellikleri bir araya getiren böyle bir kurumun övgü ve takdiri hak ettiğini belirterek ekledi: “Üniversite Cihad Kurumu, bu kimlik göstergelerine dayanarak, uzun süredir aşina olduğumuz çok değerli başarılar elde etmiştir. Yüce Rehberimiz de her zaman Üniversite Cihad Kurumu’nun kimlik unsurlarına vurgu yapmıştır; bu unsurlar, bilim ve düşünce, hikmet ve ahlak, teknoloji ve aynı zamanda bu kurumda somutlaşmış inkılapçı ve cihadi ruhun birleşiminden oluşmaktadır.”
Ayetullah Ârafi şunları da ekledi: “Bu kutlu kimlik, birçok hayır ve bereketin kaynağı olmuştur ve bu kuruma inanan, onu temellendiren tüm bilim ve teknoloji sahiplerine teşekkür ve takdir sunulmalıdır. Bu alandaki büyük şahsiyetlerin uzun listesinin içinde özellikle Dr. Ali Muntazeri’ye teşekkürlerimizi sunuyoruz.”
Yeni bilimsel sınırları açmak, Üniversite Cihad Kurumu’nun görevidir
İlim Havzaları Müdürü, konuşmasını şu sözlerle tamamladı: “Üniversite Cihad Kurumu, elde ettiği büyük başarılarla önemli bir konuma sahiptir ve bilimsel yolda ilerlemek, yeni sınırları açmak, bu seçkin kurumdan beklenen bir sorumluluktur. İnşaallah bu toplantı, halkımıza hizmet ve İslam İnkılabı’nın mesajını yayma konusunda bizler ile sizler arasında daha güçlü bir etkileşimin başlangıcı olur ve bu yolda büyük adımlar atmamız için bir zemin hazırlar.”
Mutabakat Anlaşması İmzalandı
Toplantıda, Üniversite Cihad Kurumu ile Dini Okullar arasında iş birliği anlaşması Ayetullah Ârafi ve Dr. Ali Muntazeri tarafından imzalandı.
Aynı toplantı kapsamında, 5. Ulusal ve 1. Uluslararası Mehdeviyet Festivali’nin afişi de resmi olarak tanıtıldı.
yorumunuz